21 Nisan 2016 Perşembe

4. Aile Mahkemeleri ve Sosyal Çalışma Görevlileri

AİLE MAHKEMELERİ VE AİLE MAHKEMELERİNDE SOSYAL HİZMET UZMANLARI

Aile Mahkemeleri
Aile mahkemeleri, 09.01.2003 gün 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca kurulmuştur. Bu mahkemelerin, Adalet Bakanlığı tarafından, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulması öngörülmüştür.
Mahkemenin kurulduğu yerde işin çok olması halinde, aynı yerde aile mahkemesinin birden çok dairesi kurulabilir. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bakılır.
Aile mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülki sınırlarıyla belirlenir. Ancak yargı çevresi, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca değiştirilebilir.
Aile mahkemeleri; 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a göre aile hukukundan doğan dava ve işleri, 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’a göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi işlemleri ile kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla görevlidir ve yas gereği nüfusu 100.000'i geçen yerlere açılmıştır.
Aile mahkemelerinin görev ve yetkileri
Aile mahkemeleri, aile hukukundan doğan dava ve işleri görmek için kurulmuşlardır. Türk medeni kanunda, aile mahkemeleri ikinci kitapta düzenlenen konulara bakmakla yükümlüdür. Bunları başlıklar halinde incelersek; nişanlılık, nişanlılığın bozulmasından doğan maddi manevi tazminat davaları, evlenmeye ilişkin talepler, evliliğin butlanına ilişkin talepler, boşanma ve ayrılık davaları, boşanma halinde ayrılık ve nafaka davaları, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin talepler, mal rejimine ilişkin uyuşmazlıklar, soy bağına ilişkin uyuşmazlıklar, evlat edinme, velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler olarak sıralayabiliriz.
Bunun yanında Aile Mahkemeleri; koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler alır ve AMK’nun 6. maddesinde belirtilen ilkeleri uzmanların yardımıyla yerine getirmek zorundadır.
Aile Mahkemesi, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere görev alanına giren konularda:
1. Yetişkinler hakkında;
a) Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde uzlaştırmaya,
b) Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almaya,
c) Resmî veya özel sağlık veya sosyal hizmet kurumlarına, huzur evlerine veya benzeri yerlere yerleştirmeye,
d) Bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna vermeye,
2. Küçükler hakkında;
a)Bakım ve gözetime yönelik nafaka yükümlülüğü konusunda gerekli önlemleri almaya,
b) Bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan
küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resmî ya da özel sağlık kurumuna veya
eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma yerleştirmeye,
c) Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, mahallî idareler, kamu iktisadî teşebbüsleri ve bankalar tarafından kurulmuş teşekkül, müessese veya işletmelere veya benzeri işyerlerine yahut meslek sahibi birinin yanına yerleştirmeye, karar verebilir denilmektedir.
Mahkemece verilen bu kararların takibinde ve yerine getirilmesinde Aile mahkemesi kanun 5. maddesine göre atanan psikolog , pedagog ve sosyal çalışmacıların biri veya birkaçı görevlendirilebilir ibaresi yasada mevcuttur.
Aile Mahkemelerinde Görevli Uzmanlar:
Her aile mahkemesine; davanın esasına girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında;
         mahkemece istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak ve sonucunu bildirmek,
         mahkemenin gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak,
         istenilen konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek ve
         mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak üzere,
 Adalet Bakanlığı’nca, tercihen; evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır. Bu görevlilerin bulunmaması, iş durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında hukuki veya fiili herhangi bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması hallerinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar veya serbest meslek icra edenlerden bilirkişiliğe ilişkin hükümlere göre yararlanılır.
Boşanma, velayet, kişisel ilişki vb. davalarda aile mahkemesinde görevli uzmanlarin görevleri
Genel olarak;
• Taraflara randevu vererek, görüşmeye davet etmek.
• Dava dosyasını incelemek.
• Görüşme için uygun ortamı hazırlamak.
• Görüşme planı hazırlamak.
• Anne, baba ve çocuklarla birlikte ve bireysel görüşmeler yapmak. Görüşme başlangıcında, görüşeceği kişileri görüşmenin amacı, kendisinin rolü ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmek.
• Görüşmede tarafların uzlaşma olanaklarını araştırmak, uzlaşma gerçekleşmediği takdirde istem doğrultusunda velayet, şahsi ilişki tesisi, boşanma konularında inceleme yapmak.
• Duruşmada dinlenecek çocuğu duruşma sürecine hazırlamak.
• Toplanan bilgi ve verileri değerlendirmek (toplanan bilgilerin, belgelerin gözden geçirilmesi ve birbirleriyle olan uyumlarının değerlendirilmesi).
• İhtiyaç duyulan ya da eksik kaldığı düşünülen konularda taraflarla yeniden görüşmek.
• Rapor yazmaya geçmeden önce farklı disiplinlerle görüş alışverişinde bulunmak (psikoloji, psikiyatri, psikolojik danışmanlık, sosyal hizmetler, pedagoji vb.).
• Değerlendirme yapmak ve rapor halinde mahkemeye sunmak.

Özel olarak;
1.Boşanma:
Sosyal hizmet uzmanı boşanma davaları sırasında mesleki bilgi ve becerisini kullanarak tarafların ilk olarak boşanma nedenlerini ortaya koyup aşılabilecek bir sorunsa çiftlerin davadan vazgeçmesi yönünde aile danışmalığı yapar. Şöyle ki; aileyi mahkemeye getiren nedenler irdelenerek çiftlerin kendilerinin bile farkında olmadığı aslında çok basit çatışmalar nedeniyle orda oldukları, yapılacak sosyal kişisel çalışmayla ortaya konulabilir. Taraflar arasında daha keskin ve geri dönülmez bir biçimde yaşanan anlaşmazlık ve çatışmalar var ise şayet; böyle bir durumda uzman ailenin en sağlıklı şekilde boşanma sürecini atlatması konusunda rehberlik yapar. Yapılan tüm bu çalışmalar sırasında uzman gerek duyarsa ev ziyaretleri de gerçekleştirerek aile bireylerini sosyal çevreleri içinde değerlendirir ve bu çalışmaların tamamını mahkemeye sunmak üzere sosyal inceleme formatında raporlaştırır.
Aşağıdakiler boşanma davasında görevlendirilen uzmanın rolü değildir:
Bilgi toplama sürecinde gerekli görülen kişilere test, ölçek vb. teknikler uygulamak (projektif testler, anket  formları, uyum ölçekleri vb..). Bu tür teknikler ancak kullanma konusunda yeterliliğe sahip kişiler tarafından belirlenecek ihtiyaca göre kullanılmalıdır.
2.Velayet:
v  Boşanma için yargıya gelen eşler her zaman ve çekinmeden müşterek çocuklarını birbirlerine karşı silah olarak kullanmaktan çekinmemektedirler. Böyle durumda sakin ve makul düşünmeleri ve değerlendirme yapmaları imkansız olmaktadır. Görevlendirilecek uzmanlar önce tarafları kısmen de olsa rehabilite ederek gerçeği görmesini sağlar. Evliliğin çocuk yararı için gerekleri tespit edilip uzman tarafından uygulanır.
v  Uzmanlar öncelikle tarafların dava aşamasında  içinde bulundukları ruhsal durumu tespit ederler.
v  Tarafların evlilik öncesi dönemlerine dair önemli bulgular uzmanlarca bulunur.
v  Uzmanlar tarafların yaşadıkları ev sosyal kesimleri ve geldikleri ailelerin sosyal seviye ve aidiyetlerini tespit ederler.
v  Uzmanlar her eşin işi ve mesleğini, işinde başarı ve kabiliyetini ayrı ayrı inceler.
v  Uzmanlar, halen mevcut ise tarafların müşterek konutlarını görürler. Bu hem kendilerini mali durumları hakkında bilgi verir, hem de çocukların bakım ve gözetimine itina edilip edilmediğini gösterir.
v  Uzmanlar, eşlerin çocuğun hangi psikolojiye itildiğini, ana- baba ile olan bağlarını, çocuğun okul ve çevresindeki davranışları araştırır.
v  Tarafların mali durumları  ve harcama alışkanlıkları uzmanlarca dosyadaki bilgilerle kıyaslanarak yorumlanır.
v  Müşterek çocukların herhangi bir gelir veya mallarının bulunup bulunmadığının bilinmesi gerekir. Uzman tüm bu incelemeleri yapar ve sonunda bu çalışmaların tamamını mahkemeye sunmak üzere sosyal inceleme formatında raporlaştırır.
Velayet sorunu Aile Mahkemesine mutlaka boşanma davası ile gelmez. Velayet davası mahkemeye velayetin kaldırılması (Velayetin Nez’i) veya değiştirilmesi davası şeklinde de gelebilir. Bu durumda taraflar daha önce boşanmış olmakla bir eşe velayet bırakılmış, ancak velayetin iyi ifa edilmediği iddia edilmiştir. Bu tür bir davada hakim uzman araştırmasını mutlaka yaptırmalı ve mümkün mertebe velayete konu çocuğu da dinlemelidir.
Medeni Kanun 348.m. velayetin kaldırılmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitilmesi ve korunması için alınan tedbirler yetersiz kalmış, velayet hakkıyla ifa edilememiş veya kullanılamamış  ve çocuk aleyhine gelişmeler meydana gelmiş ise velayet tarafı değiştirilebilir. Bu durumlar ise mutlaka uzman tarafından tespit edilir.
Velayetin gereklerinin yerine getirilmemiş olması velayetin kaldırılmasını gerektirir. Velayete sahip olan tarafın evlenmiş olması velayetin kaldırılmasını gerektirmez.Yeni ailede velayet altındaki çocuğun benimsenme ve şefkat  derecesi uzmanlarca tespit edilmelidir. Netice itibarıyla velayetin her iki eski eşlerden alınması ve çocuğa vasi tayini mümkündür. Bu durumlarda da uzmanın incelemesi ve inceleme sonucunda raporu gereklidir.
3.Çocuk Malları
Sosyal güvencesi olup vefat eden ebeveynlerden birinin gelirinin bir kısmı yasal olarak müşterek çocuğa yönlendirilir. Çoğunlukla kamu davası olarak açılan bu davalarda amaç kalan gelirin çocuğun yüksek yararına kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, tespit edilmesi, varsa aksayan yönlerin ortaya konularak çocuk mallarının denetim altına alınması ile ihmal ve istismarların engellenmesidir. Kamu davası dışında çocuğun birinci dereceden akrabaları da dava açıp kendilerinin vasi tayin edilmesini talep edebilmektedir. Uzmanın bu tür vakalarda yapacağı çalışma; hayatta olan ebeveynin velayet görevlerini yerine getirip getirmediği başka bir deyişle: bakım, koruma, barınma, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığı, bahsi geçen miktarın çocuğun yararına kullanılıp kullanılmadığı gibi temel konularda sosyal inceleme yaparak mahkemeye bu anlamda rehberlik hizmeti vermektir.
4. Şahsi Münasebet
Velayet hakkı kendinde olmayan ebeveyn çocuğuyla daha fazla zaman geçirebilmek ve boşanma sırasında düzenlenen görüşme günlerinin sayısının artırılması için Şahsi münasebetin yeniden düzenlenmesi amacıyla dava açabilmektedir. Bu tür durumlarda mahkeme gerek görürse yine vaka uzmana yönlendirilerek yardım talep edilir. Bu ve benzer davaların çoğunda psiko-sosyal açıdan zarar gören yine çocuk olmaktadır. Çocuk üzerinden bu tür çatışma güç savaşına dönmekte ve haliyle anlaşmazlıklar çocuklara da yansımaktadır. Bunun önüne geçebilmek için uzman danışmanlık fonksiyonunu kullanarak görüşme sırasında aileye rehberlik etmeli ve önemli olanın çocuğun yüksek yararının gözetilmesi olduğu konusu vurgulanmalıdır. Yine şahsi münasebetin düzenlenmesi davaları bazen de birinci dereceden akrabalar ile (dede, anneanne, büyükbaba, babaanne) çocuk arasındaki iletişim ebeveyn tarafından engellendiği için açılmaktadır. Sosyal gelişim açısında önemli olan akrabalarla ilişki ve iletişim çocuk açısından herhangi bir sakınca yoksa engellenmemeli aksine yakın akrabalarıyla çocuğun ilişki ve iletişim kurması sağlanmalıdır. Ebeveynin bu iletişimi engelleyebilmesi için geçerli bir sebebinin bulunması gerekmektedir. Bu tür davalarda vaka uzmanlara yönlendirilmişse şayet; uzman, bahsi geçen akrabaların sosyal yaşantılarını ve çocuk açısından zararlı olabilecek tutum ve davranışlarını irdeler. Ebeveyne ise bu davranışının çocuk açısından olumsuz bir tutum olduğu konusunda danışmalık yapar.
5.Evlat Edinme:
İl sosyal hizmet müdürlükleri aracılığıyla bağlı kurum ve kuruluşlardan evlat edinileceği sırada tüm mesleki çalışmalar tamamlandıktan sonra son aşama olarak yetkili aile mahkemesinden izin alınır. Bunun dışında kalan evlat edinme davalarını kişiler, evlat edinecekleri kişi yada kişi reşit değilse evlat edinileceğin ailesine karşı açarlar. Türk Medeni Kanunu’nda evlat edinecekler ile edinilecek arasındaki gerekli şartlar belirlenmiş ve belirtilmiştir. Mahkeme bu tür durumlarda vakayı uzmana yönlendirerek davacıları evlat edinmeye yönelten sebepler, evlat edinilecek olana bakıp büyüttükleri süre aralarındaki iletişim ve ilişkinin boyutu vb psiko-sosyal, sosyo-ekonomik ve kültürel boyutlar hakkında sosyal inceleme talebinde bulunur. Uzman da hem TMK’nın ilgili maddeleri hem de evlat edinileceğin yüksek yararını gözeterek gerekli mesleki çalışmalarını raporlaştırarak mahkemeye sunar. Ülkemizde evlat edinme davalarında zaman zaman yasal boşluklardan yararlanma yoluna gidildiği de göze çarpmaktadır. Şöyle ki: ekonomik açıdan gayet iyi durumda olan ve çocuksuz çiftler evlat edinecekleri sırada mal varlığını korumak amacıyla çok yakın akrabalarının çocuklarını evlat edinmek istemektedirler. Bunun tespitini ve raporlaştırılmasını takdiri mahkemeye bırakarak uzman yapabilmektedir.
6.Çocuk Teslimi
• Teslimi istenen çocuk hakkında bilgi edinmek üzere dosyayı incelemek.
• Teslim alacak ebeveyn ve çocuğun görüşme periyotları ve son görüşme hakkında bilgi almak.
• Çocuğu teslim alacak ebevyne teslim sırasında karşılaşılacak olası sıkıntılar hakkında bilgi vermek.
• Çocuk ve ebeveyn ile görüşerek tarafları sürece hazır hale getirmek..Teslim eden ebeveyne icra kanalıyla çocuk tesliminin çocuğa ne tür zararlar vereceği konusunda bilgivermek.
• Çocuk teslimi sırasında çocuğun zarar görme olasılığı olan hallerde durumu zapta geçirmek.
• Çocuğun yanında bulunması gereken sağlık karnesi, eğitim materyalleri ve gerekli kişisel eşyaları hususunda müdahalede bulunmak.
• Teslim sırasında düzenlenen tutanakta yer almak üzere bilgi ve gözlemlerini ayrıntılı bildirmek ve çocuğun aralarında şahsi ilişki kurulan ebeveyne tesliminde bir sakınca olup olamadığı ve teslim alan ve teslim eden ebeveyne yaklaşımı hakkında bilgi ile görüşmenin bitiminde çocuğun genel durumu hakkında bilgi edinmek sosyal hizmet  uzmanlarının görevleri arasındadır.

7.Duruşmada Bir Çocuğun Yanında Bulunmak
• Duruşmadan önce dosyayı incelemek.
• Çocukla bireysel görüşme yapılabilecek uygun bir alan seçmek ve çocukla görüşmek. Bu görüşme aşağıdakileri içermelidir:
- Tanışma,
- Görüşmenin amacını açıklama,
- Duruşma ortamı ve süreçle ilgili çocuğu bilgilendirme,
- Vakanın ve çocuğun durumuna göre söz konusu olayla ilgili çocuktan bilgi alma,
- Çocuğa anlatmak istediği her hangi bir şey olup olmadığını sorma.
• Çocuğun duruşmada ifade vermeye hazır olup olmadığı ve duruşmada çocuğun olumsuz etkilenmesine neden olabilecek unsurlar hakkında hakimi bilgilendirilmek.
• Duruşma ortamının çocuk için uygun hale getirilmesini sağlamak. Gerektiğinde çocuğun duruşma salonu dışında dinlenmesini sağlamak.
• Çocuğa sorulacak soruların çocuğun gelişimsel düzeyine uygun şekilde sorulması konusunda müdahalelerde bulunulmak. Duruşmada kullanılan terminolojiyi çocuk için anlaşılır hale getirmek.
• Mağdurun duruşmada kendini yeterince ifade edemediği durumlarda, mağduru desteklemek sosyal hizmet uzmanlarının duruşma esnasında yapması gereken görevler arasındadır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder