AİLE
MAHKEMELERİ VE AİLE MAHKEMELERİNDE SOSYAL HİZMET UZMANLARI
Aile
Mahkemeleri
Aile mahkemeleri, 09.01.2003 gün 4787 sayılı
Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca
kurulmuştur. Bu mahkemelerin, Adalet Bakanlığı tarafından, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu yüz binin
üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere
kurulması öngörülmüştür.
Mahkemenin kurulduğu yerde işin çok olması
halinde, aynı yerde aile mahkemesinin birden çok dairesi kurulabilir. Aile
mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesi’nce
bakılır.
Aile mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu
il ve ilçenin mülki sınırlarıyla belirlenir. Ancak yargı çevresi, Adalet
Bakanlığı’nın teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca
değiştirilebilir.
Aile mahkemeleri; 22/11/2001 tarihli ve 4721
sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile
03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama
Şekli Hakkında Kanun’a göre aile hukukundan doğan dava ve işleri, 20/05/1982
tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında
Kanun’a göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve
tenfizi işlemleri ile kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla görevlidir ve
yas gereği nüfusu 100.000'i geçen yerlere açılmıştır.
Aile
mahkemelerinin görev ve yetkileri
Aile mahkemeleri, aile hukukundan doğan dava
ve işleri görmek için kurulmuşlardır. Türk medeni kanunda, aile mahkemeleri
ikinci kitapta düzenlenen konulara bakmakla yükümlüdür. Bunları başlıklar
halinde incelersek; nişanlılık, nişanlılığın bozulmasından doğan maddi manevi
tazminat davaları, evlenmeye ilişkin talepler, evliliğin butlanına ilişkin
talepler, boşanma ve ayrılık davaları, boşanma halinde ayrılık ve nafaka
davaları, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin talepler, mal rejimine ilişkin
uyuşmazlıklar, soy bağına ilişkin uyuşmazlıklar, evlat edinme, velayet ve
vesayete ilişkin dava ve işler olarak sıralayabiliriz.
Bunun yanında Aile Mahkemeleri; koruyucu,
eğitici ve sosyal önlemler alır ve AMK’nun 6. maddesinde belirtilen ilkeleri
uzmanların yardımıyla yerine getirmek zorundadır.
Aile Mahkemesi, diğer kanunlardaki hükümler
saklı kalmak üzere görev alanına giren konularda:
1. Yetişkinler hakkında;
a) Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri
konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde uzlaştırmaya,
b) Ailenin ekonomik varlığının korunması veya
evlilik birliğinden doğan malî yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin
gerekli önlemleri almaya,
c) Resmî veya özel sağlık veya sosyal hizmet
kurumlarına, huzur evlerine veya benzeri yerlere yerleştirmeye,
d) Bir meslek edinme kursuna veya uygun
görülecek bir eğitim kurumuna vermeye,
2. Küçükler hakkında;
a)Bakım ve gözetime yönelik nafaka yükümlülüğü
konusunda gerekli önlemleri almaya,
b) Bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede
bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan
küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına
veya resmî ya da özel sağlık kurumuna veya
eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma
yerleştirmeye,
c) Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına
ilişkin önlemleri almaya,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, mahallî
idareler, kamu iktisadî teşebbüsleri ve bankalar tarafından kurulmuş teşekkül,
müessese veya işletmelere veya benzeri işyerlerine yahut meslek sahibi birinin
yanına yerleştirmeye, karar verebilir denilmektedir.
Mahkemece verilen bu kararların takibinde ve
yerine getirilmesinde Aile mahkemesi kanun 5. maddesine göre atanan psikolog ,
pedagog ve sosyal çalışmacıların biri veya birkaçı görevlendirilebilir ibaresi
yasada mevcuttur.
Aile
Mahkemelerinde Görevli Uzmanlar:
Her aile mahkemesine; davanın esasına
girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında;
mahkemece
istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin
araştırma ve inceleme yapmak ve sonucunu bildirmek,
mahkemenin
gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak,
istenilen
konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek ve
mahkemece
verilecek diğer görevleri yapmak üzere,
Adalet
Bakanlığı’nca, tercihen; evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile
sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog,
pedagog ve sosyal çalışmacı atanır. Bu görevlilerin bulunmaması, iş
durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında hukuki
veya fiili herhangi bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç
duyulması hallerinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar veya
serbest meslek icra edenlerden bilirkişiliğe ilişkin hükümlere göre
yararlanılır.
Boşanma, velayet, kişisel ilişki vb. davalarda aile
mahkemesinde görevli uzmanlarin görevleri
Genel
olarak;
• Taraflara randevu vererek, görüşmeye
davet etmek.
• Dava dosyasını incelemek.
• Görüşme için uygun ortamı hazırlamak.
• Görüşme planı hazırlamak.
• Anne, baba ve çocuklarla birlikte ve
bireysel görüşmeler yapmak. Görüşme başlangıcında, görüşeceği kişileri
görüşmenin amacı, kendisinin rolü ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmek.
• Görüşmede tarafların uzlaşma
olanaklarını araştırmak, uzlaşma gerçekleşmediği takdirde istem doğrultusunda
velayet, şahsi ilişki tesisi, boşanma konularında inceleme yapmak.
• Duruşmada dinlenecek çocuğu duruşma
sürecine hazırlamak.
• Toplanan bilgi ve verileri
değerlendirmek (toplanan bilgilerin, belgelerin gözden geçirilmesi ve
birbirleriyle olan uyumlarının değerlendirilmesi).
• İhtiyaç duyulan ya da eksik kaldığı
düşünülen konularda taraflarla yeniden görüşmek.
• Rapor yazmaya geçmeden önce farklı
disiplinlerle görüş alışverişinde bulunmak (psikoloji, psikiyatri, psikolojik
danışmanlık, sosyal hizmetler, pedagoji vb.).
• Değerlendirme yapmak ve rapor halinde
mahkemeye sunmak.
Özel olarak;
1.Boşanma:
Sosyal hizmet uzmanı boşanma
davaları sırasında mesleki bilgi ve becerisini kullanarak tarafların ilk olarak
boşanma nedenlerini ortaya koyup aşılabilecek bir sorunsa çiftlerin davadan
vazgeçmesi yönünde aile danışmalığı yapar. Şöyle ki; aileyi mahkemeye getiren
nedenler irdelenerek çiftlerin kendilerinin bile farkında olmadığı aslında çok
basit çatışmalar nedeniyle orda oldukları, yapılacak sosyal kişisel çalışmayla
ortaya konulabilir. Taraflar arasında daha keskin ve geri dönülmez bir biçimde
yaşanan anlaşmazlık ve çatışmalar var ise şayet; böyle bir durumda uzman
ailenin en sağlıklı şekilde boşanma sürecini atlatması konusunda rehberlik
yapar. Yapılan tüm bu çalışmalar sırasında uzman gerek duyarsa ev ziyaretleri
de gerçekleştirerek aile bireylerini sosyal çevreleri içinde değerlendirir ve
bu çalışmaların tamamını mahkemeye sunmak üzere sosyal inceleme formatında
raporlaştırır.
Aşağıdakiler boşanma davasında görevlendirilen uzmanın rolü
değildir:
Bilgi toplama sürecinde
gerekli görülen kişilere test, ölçek vb. teknikler uygulamak (projektif
testler, anket formları, uyum ölçekleri
vb..). Bu tür teknikler ancak kullanma konusunda yeterliliğe sahip kişiler tarafından
belirlenecek ihtiyaca göre kullanılmalıdır.
2.Velayet:
v Boşanma için yargıya gelen
eşler her zaman ve çekinmeden müşterek çocuklarını birbirlerine karşı silah
olarak kullanmaktan çekinmemektedirler. Böyle durumda sakin ve makul
düşünmeleri ve değerlendirme yapmaları imkansız olmaktadır. Görevlendirilecek
uzmanlar önce tarafları kısmen de olsa rehabilite ederek gerçeği görmesini
sağlar. Evliliğin çocuk yararı için gerekleri tespit edilip uzman tarafından
uygulanır.
v Uzmanlar öncelikle
tarafların dava aşamasında içinde
bulundukları ruhsal durumu tespit ederler.
v Tarafların evlilik öncesi
dönemlerine dair önemli bulgular uzmanlarca bulunur.
v Uzmanlar tarafların
yaşadıkları ev sosyal kesimleri ve geldikleri ailelerin sosyal seviye ve
aidiyetlerini tespit ederler.
v Uzmanlar her eşin işi ve
mesleğini, işinde başarı ve kabiliyetini ayrı ayrı inceler.
v Uzmanlar, halen mevcut ise
tarafların müşterek konutlarını görürler. Bu hem kendilerini mali durumları
hakkında bilgi verir, hem de çocukların bakım ve gözetimine itina edilip
edilmediğini gösterir.
v Uzmanlar, eşlerin çocuğun
hangi psikolojiye itildiğini, ana- baba ile olan bağlarını, çocuğun okul ve
çevresindeki davranışları araştırır.
v Tarafların mali
durumları ve harcama alışkanlıkları
uzmanlarca dosyadaki bilgilerle kıyaslanarak yorumlanır.
v Müşterek çocukların herhangi
bir gelir veya mallarının bulunup bulunmadığının bilinmesi gerekir. Uzman tüm
bu incelemeleri yapar ve sonunda bu çalışmaların tamamını mahkemeye sunmak
üzere sosyal inceleme formatında raporlaştırır.
Velayet sorunu Aile
Mahkemesine mutlaka boşanma davası ile gelmez. Velayet davası mahkemeye
velayetin kaldırılması (Velayetin Nez’i) veya değiştirilmesi davası şeklinde de
gelebilir. Bu durumda taraflar daha önce boşanmış olmakla bir eşe velayet bırakılmış,
ancak velayetin iyi ifa edilmediği iddia edilmiştir. Bu tür bir davada hakim
uzman araştırmasını mutlaka yaptırmalı ve mümkün mertebe velayete konu çocuğu
da dinlemelidir.
Medeni Kanun 348.m.
velayetin kaldırılmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Çocuğun bakımı,
yetiştirilmesi, eğitilmesi ve korunması için alınan tedbirler yetersiz kalmış,
velayet hakkıyla ifa edilememiş veya kullanılamamış ve çocuk aleyhine gelişmeler meydana gelmiş
ise velayet tarafı değiştirilebilir. Bu durumlar ise mutlaka uzman tarafından
tespit edilir.
Velayetin gereklerinin
yerine getirilmemiş olması velayetin kaldırılmasını gerektirir. Velayete sahip
olan tarafın evlenmiş olması velayetin kaldırılmasını gerektirmez.Yeni ailede
velayet altındaki çocuğun benimsenme ve şefkat
derecesi uzmanlarca tespit edilmelidir. Netice itibarıyla velayetin her
iki eski eşlerden alınması ve çocuğa vasi tayini mümkündür. Bu durumlarda da
uzmanın incelemesi ve inceleme sonucunda raporu gereklidir.
3.Çocuk Malları
Sosyal güvencesi olup vefat
eden ebeveynlerden birinin gelirinin bir kısmı yasal olarak müşterek çocuğa
yönlendirilir. Çoğunlukla kamu davası olarak açılan bu davalarda amaç kalan
gelirin çocuğun yüksek yararına kullanılıp kullanılmadığının araştırılması,
tespit edilmesi, varsa aksayan yönlerin ortaya konularak çocuk mallarının
denetim altına alınması ile ihmal ve istismarların engellenmesidir. Kamu davası
dışında çocuğun birinci dereceden akrabaları da dava açıp kendilerinin vasi
tayin edilmesini talep edebilmektedir. Uzmanın bu tür vakalarda yapacağı
çalışma; hayatta olan ebeveynin velayet görevlerini yerine getirip getirmediği
başka bir deyişle: bakım, koruma, barınma, sağlık, eğitim gibi temel
ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığı, bahsi geçen miktarın çocuğun yararına
kullanılıp kullanılmadığı gibi temel konularda sosyal inceleme yaparak
mahkemeye bu anlamda rehberlik hizmeti vermektir.
4. Şahsi Münasebet
Velayet hakkı kendinde
olmayan ebeveyn çocuğuyla daha fazla zaman geçirebilmek ve boşanma sırasında
düzenlenen görüşme günlerinin sayısının artırılması için Şahsi münasebetin
yeniden düzenlenmesi amacıyla dava açabilmektedir. Bu tür durumlarda mahkeme
gerek görürse yine vaka uzmana yönlendirilerek yardım talep edilir. Bu ve
benzer davaların çoğunda psiko-sosyal açıdan zarar gören yine çocuk olmaktadır.
Çocuk üzerinden bu tür çatışma güç savaşına dönmekte ve haliyle anlaşmazlıklar
çocuklara da yansımaktadır. Bunun önüne geçebilmek için uzman danışmanlık
fonksiyonunu kullanarak görüşme sırasında aileye rehberlik etmeli ve önemli
olanın çocuğun yüksek yararının gözetilmesi olduğu konusu vurgulanmalıdır. Yine
şahsi münasebetin düzenlenmesi davaları bazen de birinci dereceden akrabalar
ile (dede, anneanne, büyükbaba, babaanne) çocuk arasındaki iletişim ebeveyn
tarafından engellendiği için açılmaktadır. Sosyal gelişim açısında önemli olan
akrabalarla ilişki ve iletişim çocuk açısından herhangi bir sakınca yoksa
engellenmemeli aksine yakın akrabalarıyla çocuğun ilişki ve iletişim kurması
sağlanmalıdır. Ebeveynin bu iletişimi engelleyebilmesi için geçerli bir
sebebinin bulunması gerekmektedir. Bu tür davalarda vaka uzmanlara
yönlendirilmişse şayet; uzman, bahsi geçen akrabaların sosyal yaşantılarını ve
çocuk açısından zararlı olabilecek tutum ve davranışlarını irdeler. Ebeveyne
ise bu davranışının çocuk açısından olumsuz bir tutum olduğu konusunda
danışmalık yapar.
5.Evlat Edinme:
İl sosyal hizmet
müdürlükleri aracılığıyla bağlı kurum ve kuruluşlardan evlat edinileceği sırada
tüm mesleki çalışmalar tamamlandıktan sonra son aşama olarak yetkili aile
mahkemesinden izin alınır. Bunun dışında kalan evlat edinme davalarını kişiler,
evlat edinecekleri kişi yada kişi reşit değilse evlat edinileceğin ailesine
karşı açarlar. Türk Medeni Kanunu’nda evlat edinecekler ile edinilecek
arasındaki gerekli şartlar belirlenmiş ve belirtilmiştir. Mahkeme bu tür
durumlarda vakayı uzmana yönlendirerek davacıları evlat edinmeye yönelten
sebepler, evlat edinilecek olana bakıp büyüttükleri süre aralarındaki iletişim
ve ilişkinin boyutu vb psiko-sosyal, sosyo-ekonomik ve kültürel boyutlar
hakkında sosyal inceleme talebinde bulunur. Uzman da hem TMK’nın ilgili
maddeleri hem de evlat edinileceğin yüksek yararını gözeterek gerekli mesleki
çalışmalarını raporlaştırarak mahkemeye sunar. Ülkemizde evlat edinme davalarında
zaman zaman yasal boşluklardan yararlanma yoluna gidildiği de göze
çarpmaktadır. Şöyle ki: ekonomik açıdan gayet iyi durumda olan ve çocuksuz
çiftler evlat edinecekleri sırada mal varlığını korumak amacıyla çok yakın
akrabalarının çocuklarını evlat edinmek istemektedirler. Bunun tespitini ve
raporlaştırılmasını takdiri mahkemeye bırakarak uzman yapabilmektedir.
6.Çocuk Teslimi
• Teslimi istenen çocuk hakkında bilgi
edinmek üzere dosyayı incelemek.
• Teslim alacak ebeveyn ve çocuğun
görüşme periyotları ve son görüşme hakkında bilgi almak.
• Çocuğu teslim alacak ebevyne teslim
sırasında karşılaşılacak olası sıkıntılar hakkında bilgi vermek.
• Çocuk ve ebeveyn ile görüşerek
tarafları sürece hazır hale getirmek..Teslim eden ebeveyne icra kanalıyla çocuk
tesliminin çocuğa ne tür zararlar vereceği konusunda bilgivermek.
• Çocuk teslimi sırasında çocuğun zarar
görme olasılığı olan hallerde durumu zapta geçirmek.
• Çocuğun yanında bulunması gereken
sağlık karnesi, eğitim materyalleri ve gerekli kişisel eşyaları hususunda
müdahalede bulunmak.
• Teslim sırasında düzenlenen tutanakta
yer almak üzere bilgi ve gözlemlerini ayrıntılı bildirmek ve çocuğun aralarında
şahsi ilişki kurulan ebeveyne tesliminde bir sakınca olup olamadığı ve teslim
alan ve teslim eden ebeveyne yaklaşımı hakkında bilgi ile görüşmenin bitiminde
çocuğun genel durumu hakkında bilgi edinmek sosyal hizmet uzmanlarının görevleri arasındadır.
7.Duruşmada Bir Çocuğun Yanında Bulunmak
• Duruşmadan önce dosyayı incelemek.
• Çocukla bireysel görüşme yapılabilecek
uygun bir alan seçmek ve çocukla görüşmek. Bu görüşme aşağıdakileri
içermelidir:
- Tanışma,
- Görüşmenin amacını açıklama,
- Duruşma ortamı ve süreçle ilgili
çocuğu bilgilendirme,
- Vakanın ve çocuğun durumuna göre söz
konusu olayla ilgili çocuktan bilgi alma,
- Çocuğa anlatmak istediği her hangi
bir şey olup olmadığını sorma.
• Çocuğun duruşmada ifade vermeye hazır
olup olmadığı ve duruşmada çocuğun olumsuz etkilenmesine neden olabilecek
unsurlar hakkında hakimi bilgilendirilmek.
• Duruşma ortamının çocuk için uygun
hale getirilmesini sağlamak. Gerektiğinde çocuğun duruşma salonu dışında
dinlenmesini sağlamak.
• Çocuğa sorulacak soruların çocuğun
gelişimsel düzeyine uygun şekilde sorulması konusunda müdahalelerde bulunulmak.
Duruşmada kullanılan terminolojiyi çocuk için anlaşılır hale getirmek.
• Mağdurun duruşmada kendini yeterince
ifade edemediği durumlarda, mağduru desteklemek sosyal hizmet uzmanlarının
duruşma esnasında yapması gereken görevler arasındadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder